
Kelimenin Kökeni: Arapça
Anlamı: Kara şey, kara safra, melankoli
Hipokrat’a göre insan vücudunda, insanı hayatta tutan dört önemli sıvı vardı. Bu sıvıların
dengesi bozulursa vücudun dengesi de bozulurdu. Bu sıvılar; kan, balgam, kara safra (sevda)
ve sarı safraydı. Eski tıp inancında kan ilkbaharda, sarı safra yaz mevsiminde, sevda (kara
safra) sonbaharda, balgam kışın vücudu harekete geçirirdi. İnsanın mizacını belirleyen bu
unsurlar arasında sevda, kuru ve soğuk bir özelliğe sahiptir. Vücutta sevda dengesini
kaybederse kişi melankoliye düşerdi. Yüzyıllar önce bilginlerin tıp ile ilişkilendirdiği kara
sevda, günümüzde yürekle ilişkili hâle gelmiştir. Aşk derdine düşenlere günümüzde de “kara
sevdalı” denilmektedir
Bahâr oldu yine sevdâ-yı zülfün başa gâliptir
Onun’çün şevk-i la’linle gönül sahbâya taliptir
[Yine bahar oldu (ve senin) saçının sevdası başıma galip geldi. O yüzden gönlüm, (senin lal
gibi kırmızı) dudağının arzusuyla, kırmızı şarap için isteklidir.]