21 Ekim 1879

21 Ekim 1879
İnsanlar geçmişten günümüze ateş, gaz lambası, mum gibi çeşitli yapay aydınlatma araçları
kullanmışlardır. Elektriksel aydınlatmadaki gelişmeler Thomas Edison’un akkor lambayı icadı ile
başlamıştır ve led ışık kaynaklarına kadar uzanıp devam etmektedir.
Endüstri öncesi toplumların gelişmesi geleneksel enerjilere dayanmıştır. İngiltere’de 1750-1830 yılları
arasında gerçekleşen Sanayi Devriminden sonra elektrikten birçok alanda yararlanılmaya başlanmıştır.
19.yy başlarında havagazı; cadde, sokak, ev, işyeri ve şehirlerin aydınlatılmasında kullanılmıştır.
Aydınlanma amacıyla maden kömüründen havagazı üreten ve çıkan gazın yanıcı özelliğini keşfeden ilk
kişi eczacı Jean-Pierre Minckelers, deneylerine 1753’te Louvain Üniversitesindeki odasını
aydınlatmakla başladı. 1820’li yıllarda gaz kullanımı iyice benimsendi ve aydınlatmada geniş çapta
kullanıldı. Edison’un akkor lambayı buluşu yapay aydınlatmada bir dönüm noktası olmuştur ve bu
sayede elektrik; ulaşım, sanayi, aydınlatma gibi pek çok alanda kullanılmaya başlanmıştır. Gaz lambası,
havagazı, ve daha sonra elektrik ile aydınlatma gün ışığına bağlılığa son vererek hem konfor sağlamış
hem de insanların sosyo-ekonomik hayatını etkilemiştir. 1800’lerin sonuna gelindiğinde elektrikle
aydınlanma artık büyük bir talep yaratmış, Amerika’da birçok şehirde ve hemen ardından Londra’da
küçük istasyonlar kurulmaya başlamıştır.1880 yılında Edison, elektrik üreten ilk şirketi kurduktan sonra
elektrik tüm dünyada kırsal alandan şehirlere kadar yayıldı. 1910’lu yıllarda elektriğin aydınlatmada
kullanımı Avrupa’da arttı ve Avrupa’nın özellikle büyük şehirlerindeki aydınlatma seyyahların en çok
etkilendiği gelişmelerden oldu.

Osmanlılar Batı’daki yenilikleri ve gelişmeleri farklı kaynaklar aracılığıyla takip etmiştir. Şüphesiz bu
kaynakların en önemlileri coğrafi etkileşimler ve Avrupa’nın büyük şehirlerinde seyahat eden
seyyahlardır. Ahmet Mithat Efendi’nin Avrupa’da Bir Cevelan adlı eserinde, aydınlatmayla ilgili
izlenimler bir hayli yer tutar. Tüm dünyada olduğu gibi Türk coğrafyasında da aydınlatmada uzun yıllar
çıra, mum, yağ lambaları kullanılmıştır. 16.yy başlarına dek İstanbul geceleri karanlıkta olup hiçbir
aydınlatma yoktur. Osmanlı kentlerinde sokakların düzenli aydınlatılması ilk kez Tanzimat Fermanı
sonrası sokaklara kandil koydurularak sağlanmıştır. Padişah Sultan Abdülmecid, Dolmabahçe Sarayının
aydınlatılması için saraya yakın bir yerde Dolmabahçe Gazhanesini kurdurmuştur. 1855’te ilk olarak
Beyoğlu Caddesi aydınlatılmıştır. Osmanlı Devleti’nin ilk elektrik santrali 1902’de Adana Tarsus’ta
kurulan küçük bir su santralidir. Cumhuriyetin ilanıyla önce yabancı sermayeli imtiyazlı şirketler başlıca
büyük şehirlerde santraller kurmuştur. O yıllarda yayımlanan Şehbal Mecmuasında elektrik
lambalarının aydınlatmada kullanımı ve İstanbul’un elektrikle aydınlatılması konusunda ayrıntılı bilgiler
verilmektedir. Bu dergide yayınlanan 1914 tarihli biyografide başta ampul olmak üzere pek çok icadın
mucidi Thomas Edison anlatılmaktadır.
Edison’un yüzyıl önce bulduğu elektrik lambasından sonra günümüzdeki en önemli buluş ışık yayan
diyotlar (LED) kabul edilmektedir. Daha önce hiçbir ışık kaynağı bu kadar az enerji tüketimi
gerçekleştirmemiştir. Zamanla çeşitli alanlarda kullanımı hız kazanmıştır.

-Özdemir,Naziye.”Türkiye’de Elektriğin Tarihsel Gelişimi” Yüksek lisans tezi, Ankara Üniversitesi,2011.
-Yüce,Deniz,Canan Perdahçe ve Hakan Ünsalan.”Aydınlatmada Geleneksel Işık Kaynaklarından LED’e
Kadar Uzanan Tarihçe”.
-Küçük,Serhat.”Osmanlıların Modern Teknoloji ile Karşılaşması: Elektrik Örneği”. Hacettepe
Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi,(2013),162-175